Global pazarlardaki başarılı perakende şirketleri ile kıyaslandığında, perakende şirketlerimiz için ölçek, verimlilik ve net karlılık perspektiflerinden öne çıkarılabilecek bir konu bulmakta zorlandığımızı itiraf etmemiz lazım. Dolayısıyla da uluslararası boyutta göğsümüzü gererek örnek göstereceğimiz, özgün bir konsepti olan perakende şirketimiz henüz mevcut değil.
Bu gerçeği geriye değil de, ileriye doğru bakarak değerlendirecek olursak, mevcut durumu bizim jenerasyona verilmiş bir fırsat olarak görmek gerekir.
Çok güçlü ticari genlerimizin üzerine, son yirmi yılda bir de ''organize perakende yetkinlikleri'' eklendi. Büyüyen ve oldukça geniş bir pazarımız var. Komşu ülkeler de bizlere ciddi ilave olanaklar sunuyor. Sermaye birikimi, borçlanma olanakları ve finansal piyasalar eskisine göre çok daha iyi. Dünya çapında dikkat çeken ve iş modelinin gıpta ile takip ve kopya edileceği bir perakende şirketi çıkaramamamız için bir neden yok gibi görünüyor, yeter ki sektörümüz kendi içinden ''seçkin'' iş adamı ve profesyoneller çıkarabilsin...
Bir iş adamının (patron) veya üst düzey bir çalışanın (profesyonel) ''seçkin'' biri olup olmadığı ise, ürettiği iş ve neticelerinin global pazarlardaki ''iyi uygulamalar'' ile kıyaslanmasıyla mümkündür.
''Mahallenin duayeni'' olmak, o mahallede bir süreliğine yüksek itibar ve nispeten iyi maddi kazanımlar sağlayabilir. Ancak farklı jargonların da kullanıldığı ''diğer mahallelerde'' de benzeri bir konum arıyorsanız, diğer değişle ''geniş platformda seçkin'' olmak istiyorsanız, aşağıdaki dört kulvarda çok iyi olmanız gerekiyor:
1)Vizyon sahibi olmak, ilgilenilen konuyla ilgili geniş ve derin malumat, yaşam boyu öğrenme dürtüsü
2)İcraat, özellikle de mevcut düzene karşı yıkıcılık, yeni düzen yaratmak adına amansız bir şekilde ''yapıcı eylem'' tutkusu ve cesaret
3)İddialı, hatta ürkütücü hedefler, ancak yapılan işin içeriğine detaylarıyla hakim olmak şartıyla
4)Şeffaflık, mevzuatlara uyum, sosyal paydaşlara saygı, insan sevgisi, yüksek ahlak
Wal Mart'ın kurucusu Sam Walton (ilk marketini 1962'de Arkansas'ta açılmıştır), Aldi'nin kurucusu Karl Albrecht (ilk mağazasını 1961'de Dortmund'da açmıştır),Zara'nın kurucusu Amancio Ortega Goana (ilk mağazasını 1975'de açmıştır), Mercadona'nın kurucusu Juan Roig (ilk mağazasını 1977'de açmıştır), İkea'nın kurucusu Ingvar Kamprad ve Amazon'un kurucusu J. Bezos ile profesyonel kulvarda Erwin Conradi (Metro) ve Terry Leahy (Tesco) ''perakende seçkini'' sıfatını hak eden kişilerden ilk aklımıza gelenleridir.
Yukarıdaki sektör temsilcileri, yazımızda belirttiğimiz dört maddenin hepsini büyük ölçüde gerçekleştiren vizyon ve radikal eylem adamları olup, ''yeni nesil devrimcilerdir''. Diğer değişle ''perakende seçkinleridir''. Anılan kişilerin, ''kaliteli az, az kaliteli çoktan daha değerlidir'' formülünü benimsedikleri ve özel hayatlarına da yansıttıkları da görülmektedir. Diğer değişle az konuşurlar, gösterişi sevmezler, çok iyi iş yaparlar.
Sektör dışından Steve Jobs (Apple) ve Mark Zuckerberg (Facebook) de benzer yetkinlikteki seçkinlerdir.
Bu seçkinler, şahsi serveti yüksek olmayan, ancak kültürlü ve değerleri olan bir eylem adamının, milyar dolar serveti olan, ancak derinliği olmayan bir zenginden daha hür, rahat ve sürekliliği olan kaliteli bir yaşam sürebileceğini erken yaşlarda keşfetmişlerdir.
Bu ve benzeri ''seçkinlerin'' yarattıkları şirketlerin değerleri, yaptıkları devrimler ve topluma katkıları ortada olup, seçkin sıfatını hak etmeyen ''zenginlerin'' ana hissedar olup, kontrol ettikleri şirketlerin değerlerinden ve topluma katkılarından çok farklıdır.
Comments